13 Kasım 2011 Pazar

Karanligin icinde .....

Pazar sabahi benim hala uyuyor olmam gerekirken , daha hava aydinlanmadan basladim yine calismaya. Yani nasil bir sans ise calistigim sektor dolayisiyla ne tatil ne de dogru durust dinlenme var hayatimda.
Aylardan kis olunca karanlikta uyaniyorum, hep kapali ve kasvetli bir hava.Dinlenemeden yeni bir haftaya baslamak. Kendi moralimi yuksek tutmam lazim. Sabahin korunde bile onlarca dusunce  kafamin icinde yaris atlari misali kosturuyorlar. Her birinden ayri bir ses cikiyor :
`` cok yanlizsin , bu senin lanetin ``
``tum bunlar senin hatan , tercihlerinin sonuclarini yasiyorsun``
``kendine haksizlik etme her zaman cok cabaladin ``
`` yeterince fedakarlik ettin mi ?``
``Empati kurdun mu karsindaki insanlara karsi``
Bu liste uzayip gidiyor, bir yandan da her bir sese icimde yine karsilik vermeye calisiyorum. Dusunun artik bu erken saatte cektigim azabi.
Tek tesellim yakin zamanda (yakin dediysem de biraz uzak 17 aralik ) turkiye ye gelecek olmanin sevinci var icimde. Buruk bir sevinc aslinda.Ailem arkadaslarim hepsi bir tarafta. Kisacik zaman zarfinda hem dinlenmek , hem de hepsi ile hasret gidermek istiyorum ama yetmiyor iste zaman.
Gecen tatilde aileme zaman ayirmadigim icin bu sefer onceligi onlara verdim. Hos onlarin da beni ne kadar gormek istediginden suphem var. Cocuklugumdan beri ailem beni hic sık bogaz etmedi, hem de hic bir konuda. Sadece bir donemde aramizin acildigi oldu. Neyse onu firsat kalirsa sona dogru anlatayim. Asil konuma donersem, yani ben aramasam hic aramazlar. Ayda yilda bir mesaj belki.Tamam yurtdisinda oldugum icin beni oyle her cani istediklerinde aramalari zor. Ailem internet konusunda kizkardesime muhtac oldugu icin , ki o da cani isterse aciyor interneti, nadiren denk geliyoruz. Aramizdaki 2 saat zaman farkida isi daha da zorlastiriyor haliyle.
En iyi anlastigim annem. Aile icinde beni en iyi anlayan ve %100 destek veren tek insandi. Eger o olmasan ben ``ben `` olamazdim.Onsuz  bir hayati dusunemiyorum asla. Tamam her allahin gunu gormuyor olabilirim ama varligi yetiyor canim annemin. Bunlari yazarken bile gozlerim doldu bak. O kadar ozledim ki. Nerdeyse bir sene olacak gorusmeyeli.Onun icin bu hayatta yapmayacagim sey yok.Bir tek sey disinda , tahmin edeceginiz uzere , evlenmek. Son zamanlarda sormayi birakti zaten . Hatta bu konuda hic konusmuyoruz artik. Aslinda bir seyin yeni farkina variyorum.Bu durumun gay olup olmamla bir alakasi yok bence. Ben hic bir zaman cinsiyet /irk/din/ dil odakli arkadasliklar kurmadim. Temel sorun evlilik kurumuna olan inancimin olmamasi. Yani straight bile olsam sanirim evlenmezdim. Ama burada bir parantez acmak istiyorum, cocuk sahibi olmayi cok isterdim. Hayatimin anlami ve gunesi olurdu eger boyle bir firsatim olsaydi birgun.
Farkindayim bugun konudan konuya atliyorum , ama olsun hazir yazmak icin icimde heves varken neden durdurayim kendimi.
Ailem icin yasiyorum son birkac senedir. Manevi olarak uzak olsamda maddi anlamda onlari hayatlarindaki en guzel donemi yasatiyorum.Tum bunlara karsilik tek istedigim onlardan bana manevi destek olmalari ve beni onemsediklerini gostermeleri. Bilmem cok mu sey istiyorum.
Hayatimda onlari affetmeyecegim tek donem sanirim lise yillarinda yasadigimiz o sorunlu donem. Hayatimda o genc yasta beni intihar etmeye surukleyecek kadar kotu bir donemdi. Neyse ki basarisiz bir girisim oldu ve hayatima kaldigi yerden devam edebildim.
Oldum olasi dinimize karsi ilgim cok fazlaydi .Ozellikle lise yillarinda bu giderek artti. Ve ders cikislarinda sohbetlere gider oldum , dini kitaplar elimden dusmez oldu. Dinimizin gerektirdigi ne varsa yapmaya calisiyordum. O kadar huzurlu idim ki. Ama bu huzuru babam bana cok gordu. Beni bu `` kotu`` yasamdan uzaklastirmak icin elinden geleni yapti. Her aksam kavga eder olduk. Baskalari yaptigi yaramazliklar vb kotu seyler icin azar isitirken , ben inandigim icin ve kendimi toplumdan soyutladigim  icin ailemle kavga eder oldum. Ve baktilar beni bu ortamdan uzaklastiramiyorlar , beni 17 yasimda lise bitisinde Istanbul a anneannemin yanina gonderdiler. Inandigim ve bunun gereklerini yasadigim icin evden uzaklastirilmak o kadar incitmisti ki beni. Hele bir de huysuz kucuk bir kuzen , ve problemli bir anneanne olunca tam bir cehennem hayati oldu benim icin. Hic bilmiyor ailem , beni nerdeyse kaybedeceklerdi.
O sene universiteyi kazanamadim zaten.Bir daha ki seneye tekrar hazirlanmak zorunda kalmistim. Tum bu yasananlardan sonra babamla aramiz bir daha hic duzelmedi. Sanirim onu bu konuda hic affedemeyecegim olene kadar.
Simdikinden cok daha yanliz ve kirilgandim. O kadar farkli idim ki cevremdeki yasitlarimdan . Kendime gore yasiyordum. Okuyordum , arastiriyordum , dinliyordum , hayati sorguluyordum.  Hatta hic unutmam , Allah rahmet eylesin , babamin isyerinde avukat bekar bir bayan vardi. Yasi bir hayli gecmisti. Evlenmemis iste, kimbilir ne sebepten. Bir donem en iyi arkadasim olmustu. Dusunun 15 yaslarinda bir genc ve kendinden yasca buyuk bir insanla gorusuyor.
Ders cikislarindan yanina ugrar , bir cayini icerdim. Saolsun beni dinlerdi , ogutlerde bulunurdu. Her seferinde farkli konulardan konusurduk, sanki onun yasitiymisim gibi beni ciddiye alir beni can kulagiyla dinlerdi. Kendimi degerli hisserdim onun yaninda.  Bazen onu yerinde bulamadigim zaman uzulurdum , gormek icin can atardim. Allah nur icinde yatirsin, mekani cennet olur umarim.
E tabi bizim gencligimizde internet falan yoktu. ( bu arada 1980 dogumluyum , orta yas kismina adim attim artik ) Kafamizdaki yuzlerce soruya cevap bulmak simdiki kadar kolay degildi. Simdi dusunuyorum da ne zorlu gunler yasamisim. Ama bu kadar yanliz olacagim hic aklima gelmezdi o zamanlarda. Nedense hic evlilik plani bile kurmadim. Hayallerim arasinda hep yurtdisinda calismak ve yasamak vardi. Kendi kendime soz vermistim ne gerekiyorsa yapacaktim. Ne kadar dua etmis ve istemis isem ,simdi de turkiye ye donemiyorum bir turlu. Ama sukrediyorum , sagligim yerinde , bir isim var ve sonucta kendime ozel bir hayat kurma sansim oldu.
Su anki gencligin imkanlari olsa neler yapardim kimbilir. Kisitli imkanlarla bile neler neler yaptim. Cocuklugumdan beri tiyatro asigi birisiydim. Oyunculuk nedense kucuk yaslardan beri beni hep buyuledi. Farkli dunyalara adim atmak , hic soylemeyecegimiz seyleri soylemek ve yasamak. Eger maddi anlamda daha iyi olsa idim konservatuara gitmek isterdim , muhendislik okumak yerine ama hic birsey icin gec degil, er ya da gec tekrar donecegim sahnelere. O tozu tekrardan icime cekmek , o heyecani tekrar yasamak istiyorum.
Konusacak oyle cok konu varki , aslinda tum bunlari yazarken sanki karsimda biri varmista ona anlatiyormusum gibi hissediyorum.Rahatlatiyor icimi dokmek , dusunduklerimi ve hissettiklerimi yazmak.
Hayatimda mistizmi cok ozluyorum. Bazen oyle cok istiyorum ki herseyden elimi etegimi cekip , baska alemlere dalmayi. Hep bedenimi besledim bu zamana kadar , biraz da ruhumun acligini gidermek istiyorum. Gunumuzde hayat sartlari zor olunca once kendi ayaklarim uzerinde duracak kadar kazanayim diyorum ve calismaya devam ediyorum. Maddi anlamda bagimsiz olmadigim surece ruhumun da huzur bulamayacagi kesin.
Bak boyle konusunca aklima hemen Mevlana ile Sems geldi. Ne guzel yazmis Elif Safak `` Ask`` isimli romaninda. Iste benim aradigim boyle birsey ,ruhumun diger yarisini ariyorum. Eminim dunyanin bir yerinde o da beni bekliyor ve eninde sonunda bulacagim.
Ve benim yeni kesfettigim bir sarkidan bahsederek bu yaziya burada nokta koyuyorum , Sertab Erener `` bir damla gozlerimde``

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
;